Bugünkü konumuz para. Öncelikle paranın TDK tarafından tanımına baktığımızda karşımıza çıkan tanım şu şekilde, “Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit:”. Ortaya çıkışı MÖ 7 yy’da Lydia’lılar gibi görünse de asıl olarak MÖ 5 bin yıllarında Sümer’ler de kullanıldığı görülmektedir. Değer olarak altın, gümüş, bakır ve bronz olarak basılan paralar zaman içinde yol alarak 806 yılında Çin’de kağıt para olarak basılmıştır.
Paranın merkezi olarak görünen Anadolu ve Ortadoğu toprakları paranın icat edilmesi ile başladığı ticaret hayatına ve aslında onunla eşdeğer olarak gelişen üretim faaliyetlerine gereken özeni göstermediği için bu alanda ki tüm gücünü diğer kıtalara ve ülkelere kaptırmıştır. Özellikle Ege ve İç Anadolu bölgelerinde gelişmiş olan ticari faaliyetleri destekleyici üretim mekanizmaları savaşlar, istilalar ve sürekli değişen inanç modelleri nedeniyle gelişim gösterememiştir. Kağıt paranın Avrupa’da kullanılmaya başlanması ise 1660 yılında İsveç’te, ABD’de ise 1690 yılına rastlıyor. Osmanlı’da para kağıt olarak Sultan Abdulmecit döneminde basılıyor yıl 1840. Paranın icat edildiği coğrafya olan ülkeye para kağıt olarak yaklaşık olarak bin yıl sonra geliyor.
“Para benim için hiç bir zaman motivasyon kaynağı olmamıştır, sadece kendimi takip etmem için bir yoldur. Asıl heyecan oyunu oynamaktadır.” Donald Trump |
Paranın ticaret amacıyla kullanılmasının ardından, paranın alınıp satılması işlemleri de devreye girmiştir. Komisyonculuk, borç verme ve faizcilik ile başlayan sonraları banka haline dönüşen bu sistemle beraber, ortaya paranın denetlenmesi için devletler ve büyük organizasyonlar girmiştir. Her birinin amacı parayı kendisi için en çok hale getirmekten ibaret olan bu çalışmalarda, dünyada yaşayan insanların yaşam modelleri de belirlenmiş kazanç dağılımına göre sınıflar oluşturulmuştur.
Tüm bu süreçler olurken, eskiden sadece ticaret ve üretim yaparak artan ya da sisteme eklenen paraya; piyango, bahis, şans oyunları oynayarak da erişmek mümkün olmaya başlandı. Para için ortaya atılan özlü sözler, paraya ulaşmak çabaları, paraya yüklenen anlamların her biri bütün insanlığın gerçekliği haline geldi. Para eşittir insan oldu kısaca.
Parayı kazanmak ve elde etmek bir şekilde zorlaşsa da üretim yaparak, hizmet vererek ve ticari faaliyetlerde bulunarak kazanç elde eden kişi ve kurumlar kazanılan bu parayı elde tutmanın yollarını aramaya başladılar. Aslına bakarsanız, artık parayı kazanmak kadar onu elde tutmakta bir sorun haline gelmeye başladı ve gerçek olan da kazanılan parayı elde tutmaktan da fazlası oldu, onu çoğaltmak.
“Parayı genellikle kendinize çekersiniz, peşinden koşmazsınız.” Jim Rohn |
Finans sistemleri, istatistiki veriler, raporlamalar, muhasebesel işlemler, borsa hareketleri, altın, döviz ve siyasal istikrarlar tamamı para yolculuğunun içinde aktif rol oynamaya başladılar. Paranız varsa onunla başka bir yolculuğa çıkıyorsunuz artık. Paranın bu zaman yolculuğunda dikkat çeken şeylerden biri de paranın her zaman kendisinden sonra gelen her güne göre değerli olduğudur. Düne göre değer kaybeden paranızı yarına göre değerli kılmak için yapacağınız her eylem ve çalışma hem sizin hem de sorumlusu olduğunuz ekosistemin geleceğini belirliyor.
Evet konumuz para ve onun kontrol altında tutularak, çoğalmasını sağlamak ve en yüksek verimi elde etmek. Peki bunları yaparken kullanacağımız aletler nelerdir derseniz, öncelikle bir hesap makinesi gerekiyor bir de para sayma makinesi ve en önemlisi, para akışının takibi sağladığınız bir finansal yönetim yazılımı. Para ile ilgili alacağınız tüm kararları, yapacağınız yatırımları, satın alacağınız hammaddelerin satın alım süreçlerini, imalat ve depolama takiplerini, tahsilat ve ödeme dengelerini kontrol edebileceğiniz bu sistemle, paranızın anlık akışını takip ederek binlerce yıldır yaşantımızda olan parayı yönetmeyi ve çoğaltmayı öğreneceğiz.
”Parayı kazanmak değil, onu muhafaza edebilmek sanattır.” |
Peki bütün bu saydıklarımızı bir arada barındıran bir sisteme nasıl erişebiliriz. Yani hem paranın hem de ürettiğimiz mal ya da hizmetin, satış yaptığımız ürünlerin birbirleriyle entegre giden süreçlerini birlikte takip edebileceğimiz bir yapı var mıdır? Elbette var. Dünya üzerinde gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda küçük ve orta işletmelerden başlayıp en yukarı kadar çıkan şirketlerin tamamında kullanılan ve sürekli gelişen ERP yazılımları bu mümkün olmakta.
ERP yazılımları ile bunu nasıl mümkün kılacaksınız peki?