Endüstri 4.0‘ın adını duymayan kalmadı sanırım. Bir sanayi devrimi olarak nitelendirilen bu kavramda Türkiye ne yazık ki halen kavram ve süreç kargaşasında boğulmaya devam ediyor. İlk sanayi devriminde herhangi bir sanayi tesisi bulunmayan Osmanlı’dan itibaren tamamen geride kaldığımız sanayileşme sürecinde Atatürk döneminde yapılan ve yapımına teşvik verilen işletmelerde, iktidarların arka bahçesi olarak süreçlerini özelleştirilerek tamamlamıştır.
Günümüz Türkiye’sinde kendisine ait global bir marka yaratamamış, üretimi sadece inşaat sanan, makin parkurlarının tamamına yakınını yurtdışından ithal eden, kendisine ait fikirleri üretmeyi düşündüğünde maliyetlerini karşılayamayan bu yüzden hazır yapılmışı var diyerek Çin’den getiren ve satan, işletme yönetmeyi sadece al-sat olarak düşünen ve yapacağı ödemeleri sarkıtarak (holdingler ve büyük firmalar) küçük tedarikçilere (KOBİ) zarar veren bir sanayileşme sürecinde Endüstri 4.0‘ın varlığından söz edilebilir mi? Ki çalışan memnuniyeti ve mutluluğu olarak baktığınızda da çok gerilerde olan Türkiye’de kendi sürecini tamamlamış ve gerçek anlamda Endüstri 4.0‘a geçmiş firma sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır diye düşünüyorum.
Kurumsal dönüşümlerin yönetilmesine imkan veren çözümleri ucuza kapatmaya çalışarak, kendi iş süreçlerini sabote eden. Yöneticisini geçiş sürecine alıştırmadan otomasyon sistemini kurmaya çalışan ve kritik noktalarda (depo yönetimi, satınalma, üretim hatta müşteri ilişkileri vb alanlarda) tanıdıkları ve akrabalarını çalıştıran, işverenlerin Endüstri 4.0 sistemin içselleştirmesi Endüstri 6.0 çıktıktan sonra mümkün olacak gibi görünüyor.
Tabi aynı şey hizmet veren firmalar içinde geçerli, otomasyonu yapan firmaların finans tarafı, finans uygulamaları üreten firmaların da otomasyon tarafı çok zayıf ve ne yazık ki bu firmaların kendi içlerinde koordinasyon denen kavram henüz ortaya çıkmamış durumda. Üretimden bihaber iş uygulamaları satan, çizelgeleme, yarı mamul kavramlarına uzak, maliyet muhasebesi bilmeyen kişilerce uyarlanmaya çalışan çözümler ile sekteye uğrayan iş süreçleri ve batan sermayelerin içinde farkındalık düzeyini yükseltip Endüstri 4.0’a geçmek mi? Sanki o da Endüstri 6.0’ı bekliyor gibi.
Tüm süreçlerimiz, işini iyi yaptığını düşünen, yeni fikirlere kapalı, gelişime açık olmayan, teknolojiyi ve gelişmeleri takip etmeyen, sadece yaptığı işin içinden çıkmaya çalışan işveren, yönetici ve çalışanlar ile sarmalanmış durumda. Kendi iş sürecine hakim olamayan ve rakiplerle mücadeleyi sadece fiyat kırmak olarak gören, ticareti babasından gördüğü gibi sürdürmeye çalışan, yenilikçi olan tüm gelişmelere gereksizmiş gibi bakan insanlarla Endüstri 4.0 gerçekleşir mi? Sanki onun içinde Endüstri 6.0’ı beklememiz gerekecek.
Özetle şunu diyebilirim, öncelikle bilinç seviyesinde ve eylem düzeyinde ciddi kırılımlar ve uyanışlar yaşamalıyız, sonrasında yeniliğe kendimizi hızlıca uyumlayıp ekonomi, sanayi, işletme yönetimi ve insan kaynağı kullanma alanında içsel olarak dönüşümler gerçekleştirmeliyiz.
Son olarak; Endüstri 4.0 mı? Önce Vizyon 4.0, İnsan 4.0, Emek 4.0, Adalet 4.0 ve Vicdan 4.0’a geçmeliyiz.
Bu yazı erphaber.com Nisan 2018 sayısında yayınlanmıştır
Yazar : Murat TALİ