ERP süreçleri günlük hayattaki beklentilerimiz ile eşdeğer bir yol izler. İlişkilerimizdeki beklentiler, hayal kırıklıkları, mutluluklar, acılar ve öfke patlamaları ERP süreçlerinde de açığa çıkar. Bu durumun ortaya çıkmasındaki en büyük sebep, ERP yazılımlarına yüklediğimiz anlamlardır.
ERP süreçlerine ve geçişlerine bir evlilik ilişkisi gibi bakıyoruz. Evlenmeden önce partnerimizin bize gösterdiği yüzü/davranışları ile evlendikten sonra gösterdiğini düşündüğümüz yüzü/davranışları arasındaki benzerlikle örtüşüyor, ERP yazılımları ile olan bağımız.
Bir ERP seçimi yapmadan önce, ince eleyip sık dokumamız gerektiğini bildiğimiz için, birden fazla marka ve çözüm ortağı ile görüşüyoruz ve bu görüşmeler sonrasında birçoğunu eliyoruz. Son kalan çözüm ile yola çıkmaya karar verdiğimizde, bize sunulanlar, bizim beklentilerimiz ve ortak hayalimiz olan mutlu ve karlı şirket olma, işlerin istediğimiz gibi yürümesi, karşılıklı katma değer üretimi ve büyüme beklentileri yerle bir oluyor.
ERP geçişi esnasında beklentilerimizin karşılanmaması, kendimizi karşı tarafa net ifade edemiyor oluşumuz, karşı tarafın bizi tam olarak anlayamaması ya da bizim sorunlarımızı çözeceğini iddia ettikleri şeylerin aslında mevcut uygulama içerisinde olmadığını ve süreç içerisinde yazacağını fark ettiğimizde davranış modellerimiz değişmeye başlıyor. Yüksek öfke yansımaları, yapılan işi beğenmeme ve ödemeleri aksatma/yapmama, gelen danışan ve proje yöneticilerine hakaretlere varan geri bildirimlerde bulunma ve uzar gider liste. Sonrasında da mahkemeler, ayrılıklar, bir an önce mevcut ERP çözümünden kurtulma çabaları ve yeni bir arayışa girme…
Peki, bütün bu olanları bireysel temelden alıp kurumsal düzeyde irdelediğimizde çözüme nasıl ulaşabiliriz.
- Her şeyden önce bütün süreçlerde ortaya çıkan sorunları kişiselleştirmeden ve bireyselliğe indirgemeden ele almak gerekiyor.
- Bir sonraki adımda da ortada bir iletişim problemi varsa eğer, bir arabulucu danışman (ERP projelerinde aktif rol almış olması tercih sebebi olmalı) ile her iki tarafın yöneticileri bir araya gelip ortak bir yol bulmak için çalışmalar yürütebilir.
- Proje içerisinde yer alan çalışanların yetkinlikleri kesinlikle değerlendirmeye alınmalı hatta mümkünse proje öncesi ERP geçişinde yaşananlar hakkında bir brifing verilmeli ve bu geçiş sürecinde karşılaşacakları şeylerin onlarda yaratacağı travma, korku ve özgüven sorunlarını aşmaları sağlanmalı
- Her bir modül, modülü kullanacak kişiler ve sonra yöneticileri tarafından incelenmeli, ERP projelerindeki en temel sorunlardan biri de iş süreçlerine ve işin işleyişine hakim olmayan yöneticilerin iş süreçleri hakkında fikir yürüterek ERP seçiminde karar verici unsur olarak yer almasıdır. Yani fatura kesmeyi bilmeyen (yönetici fatura mı kesecek?), satış süreçlerinde müşterilerle olan bağlantılardan ve akıştan yeterince haberdar olmayan, üretim emri verme, sipariş girme, stok kartı tanımlama işlemlerinin yarattığı kısıtlı zamanı ve işin yoğunluğuna göre ne kadar hızlı hareket edileceği konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmayan kişilerin de ERP seçim sürecinde yer alması pek mantıklı görünmüyor. Fakat ülkemizde ERP seçimleri ne yazık ki bu kriterler göz ardı edilerek yapılıyor.
Liste uzar, sorunlarda bitmez fakat bir ilişki olarak değerlendirdiğimiz ve çoğunlukla bireysel temelde çözmeye çalıştığımız ERP projelerinde gerçek bir kurumsallaşma hikayesi ortaya çıkartmak için, iş yapış modellerimizden, işe bakış açımıza, ikili ilişkilerimizden, ifade ettiğimizi şeyin ne kadar anlaşılabildiğini çözene kadar olan tüm alanlarda farkındalık kazanmayı öğrenmemiz gerekiyor.